Cuma, Mart 14

TEN TEN ( TIN TIN)

10 Haziran 1929 George Remi(Herge) tarafından yaratılmıştır. 20. Yüzyıl Avrupa karikatürünün en popülerlerindendir. 50 farklı dile çevrilmiş 200 milyondan fazla kopya satmıştır. Temiz ve etkileyici tarzda çizilmiştir.Hümanist fikirler barındırır, fantazi, gizem, politik olaylar ve bilim kurgu öğeleri içerir. Çok engin bir inceleme ve araştırma sonucu yaratıldığı için gerçekçi bir izlenim bırakır. Özellikle yetişkin okurlar 20. Yüzyıl politikası ve tarihine yapılan atıflardan dolayı büyük keyif almaktadır. Genel kurgusu öncelikle bir gizem ortaya atıp , mantık yardımıyla onun çözülmesi şeklindedir.İlk yaratılması Mussolini hayranı Editör Wallez’in gazetede Remi’den iyilik için tüm dünyada mücadele eden genç, katolik bir muhabir yaratmasını istemesiyle başlar. Tintin karakterin de George ‘un Belçika ordusundaki subay kardeşi Paulden de etkilenilmiştir.
Bu karakteri yaratan kültür :Kolonyal Belçika ,Fransız, 1.Dünya savaşı faşist, diktatör iktidarlar. Zamanına göre düşünce biçimi şekillenmiş, siyasetten soyutlanmış, faşizm eleştirisine bürünmüştür.
Siyasi etki: Sovyet Sosyalizmi, Belçika Kolonyalizmi, Faşizm,Hristiyanlık ,Japon Kolonyalizmi, 2 Kutuplu dünya düzenindeki uzay teknolojisi rekabeti, ileri Avrupa demokrasileri tarafından Kongoda geçen hikayede ırkçılık yaptığı düşünülerek faşist olarak betimlenmiş ve zaman zaman yasaklanmıştır.
Zamanın siyasi olaylarından etkilenmiş, İlk kitap Sovyet sosyalizmini ve 1929 daki açlığı işlemiş.” The Blue Lotus”, 1934 deki Çin Japon savaşındaki Mukden kazasından esinlenmiştir. “King Ottokar's Sceptre” hitlerin Avusturyayı ele geçirmesi The Calculus Affair ve Destination Moon ‘un soğuk savaştan etkilendiği söylenebilir The Blue Lotus’u yazarken tüm kitaplarında olduğu gibi derin bir araştırma yapmış ve Belçika ‘da sanat eğitimi gören Chang’den Çin kültürünü öğrenmiştir. Kolonyal Avrupanın Japon imparatorluğu lehinde düşünmesine rağmen Herge’in kitabı koyu bir Anti-Emperyalist mesaj içerir. Hatta Japon diplomatları bunun için Belçika Dışişlerini protesto etmiştir.
Remi bir izci olduğu için karakteri İzci hareketi ahlakından esinler taşır. Amerikan buluşu konuşma balonlarını kullanmıştır.Savaş sırasında Remi politikadan uzak konular işlemeye dikkat ettiği halde, savaş sonrası kaotik ortamda ise 4 farklı grup tarafından Nazi/ Rex sempatizanı olarak tutuklanmıştır. Gerçekte ise savaş öncesi çizgileri Faşizm eleştirisi içermektedir.Savaş zamanında direnişçi ve yayıncı olan Raymond Leblanc ona Nazi karşıtı içeriğin çizgilere ulaşmasını sağlayacak finansal desteği sağlamıştır.
Büyük finansal başarı sayesinde ilerleyen zamanlarda, Herge dünyayı gezme ve inceleme fırsatı bulmuştur.Şimdiye kadar bir çok animasyon ve filmi çekilmiştir. Peter Jackson - Steven Spielberg in 2009 da sonlanacak film projesi bulunmaktadır.
Her ne kadar muhabir olarak görünse de Ten ten bir ajanın sahip olduğu bütün yeteneklere sahiptir ve başından bu doğrultuda olaylar geçer. Çin’den, Amerika’ya hatta Ay’a kadar bir sürü ülkede maceraları geçen bu karakteri seçmemdeki en büyük faktör 20. yy tarihine ışık tutması ve Avrupa’nın diğer dünyaya bakış açısını büyük ölçüde yansıtmasıdır.

ROY LICHTENSTEIN

27 Ekim 1923 Manhattan'de doğdu, 29 Eylül 1997 Manhattan'de öldü; Amerikalı Pop Sanatçısı.
Eserlerinde popüler reklam ve çizgi roman öğeleri kullanmasıyla ünlüdür. Kendisini ve yapıtlarını "mümkün olabildiğince yapay" olarak tanımlamıştır.
1957-1960 arasında tarzı soyut ekspresyonizm olarak tanımlanabilirdi, önceleriyse geometrik soyutlama ve bir çeşit kübizmi denemişti.
Asıl vurucu nokta oğullarından birinin bir gün elindeki Mickey Mouse kitabını gösterip eminim sen bu kadar iyisini çizemezsin demesiydi. Roy Lichtenstein 1961'de çizgi roman karelerinden tipleri gösteren altı tane resim yaptı; bunların sadece renklerini ve orijinal kaynaktaki formlarını değiştiriyordu. İşte zamanla onun resminde imzası haline gelecek Benday noktacıklarını, kaligrafiyi ve konuşma balonlarını bu dönemde kullanmaya başlamıştı.

Yaşadığı dönemde pek çok tartışmanın odağında olmasına rağmen ölümünden on bir yıl sonra bugün sanat tarihindeki mihenk taşlarından biri olarak kabul edilmektedir. Bu sanatçının canlı ve basit pop sanatı, İkinci Dünya Savaşı'ndan sonra soyut ekspresyonizm'in hakim olduğu sanat dünyasında radikal bir değişimi işaret etmiştir. Lichtenstein, her zaman çocuksu bir ruha sahip olmuş, ama bu çocuksuluğunu akıllıca kullanarak sanat ortamına çok dikkat çekici, etkili eserler bırakmıştır. Çizgi romanlardan seçtiği bir kesiti alarak büyüten sanatçı, güncel ve popüler konu, olay ve kahramanları büyük bir yalınlık içinde sunmuştur. Bir antik çağ tapınağı, Picasso'nun bir resmini kendine özgü tekniği kullanarak çizgi roman dili içinde yeniden oluşturur, yani popülarize eder. Lichtenstein, coşkulu bir dille, çizgi roman görüntülerini büyütürken bu çizgilerdeki belirgin ve sert grafiksel özellikleri, daha abartılı bir biçimde vurgulanmıştır.
1960'larda sanat dünyasına bomba gibi düşen yepyeni tarzın sanat ya da çöp olduğuna başlangıçta kimse karar verememişti. New York Times bile "Roy Lichtenstein dünyanın en kötü sanatçısı mı?" makalesinde bunu cevaplayamıyor; sadece kimi eleştirmenlerin bu karikatür, ucuz reklam ve reprodüksiyonlardan şişirilme işleri çok banal gördüğünü ; kimilerininse büyüleyici, yalın ve son derece yaratıcı bulduğunu objektif bir biçimde belirtiyordu. Yaşadığı dönemde pek çok tartışmanın odağında olmasına rağmen ölümünden beş yıl sonra bugün sanat tarihindeki mihenk taşlarından biri olarak kabul edildiği bir gerçek. Onun görsel geleneğin analizini yapan ve geçmiş tarzların ironik bir şekilde ele alındığı tablolarına artık yüzbinlerce dolar paha biçiliyor.


Son röportajlarından birinde "Yaptığınız resmin olağandışı oladuğunu düşünmeye başladığınızda işte o zaman olağanlaşır" diyordu. İşte bu yüzden Roy Lichtenstein, yaşamının sonuna dek ne kadar tuhaf karşılanırsa karşılansın kendince içten ve normal bulduğu işini yapmaya hiç ara vermedi.
Çizgi roman karelerinin duvarlarımıza kazandırılması ise Roy Lichtenstein sayesinde olur. Aslında Lichtenstein bir çizgi roman çizeri değildi, yaptığı şey geniş açı klişeler çizmekti: Aşk acısıyla ağlayan kadınlar, bir tartışmanın ortasındaki çiftler, alevler içindeki uçaklardan atlayan pilotlar… Bu klişeleri, ses efektleriyle ve konuşma balonlarıyla da süsleyerek öncesi ve sonrası olan gerçek çizgi roman kareleri yaratıyordu.
Bütün diğer pop artçılar gibi, kopyanın kopyasının kopyasını yapan Roy Lichtenstein, pop art’ı gayet güzel özetliyor:
“Şehirde bir ağacın önüne oturamam, çünkü şehirlerde hiç ağaç yok. Ve bir ağacı düşündüğümde, ağacın medya (filmler, fotoğraflar, reklamlar vs) tarafından yapılan taklididir aslında aklıma gelen. Ben nesnenin kendisinden çok, taklidini algılarım.”
Roy Lichtenstein' in resimlerinde çizgi roman stilini görürüz. Onun bu resim tekniği büyük estetik etki bırakır. Genellikle eserlerinde kendi sitili olan Ben - Day noktalarını kullanır. Yanda görüşmüş olduğunuz eserinde de kızın yüzünde boynunda ve omzunda Ben - Day noktalarını görmekteyiz. Bu eserin kilit noktasını kızın saç bandı oluşturmaktadır. Bu saç bandındaki dalgalar ve renklerin tekrarı zihinde kalıcılı etkisi yaratmaktadır. Zaten Roy Lichtenstein eserine vermiş olduğu adla da vurguyu saç bandına yapmaktadır. Kırmızı, mavi, beyaz renkleri Amerikan bayrağını temsil ediyor olabilir.
Pop Art
Pop art 20. yüz yılın popüler kültür ve tüketici tekniklerini ve imgelemlerini kullanan bir sanat akımıdır. Pop art 1950’lerde bir reaksiyon göstererek gelişmiştir ve daha sonra soyut ifadelerle altmışlı ve yetmişli yıllarda da gelişme göstermiştir. Bir çok pop art eserde figürsel imgelemler ve kopya tekniği görülmektedir. Bu sanat akımı farkları ortadan kaldırır, iyi ve kötü bir tada benzer ve aynı zamanda ve ticari sanata benzer.
Pop art özellikle Amerika ve İngiltere de gelişmiştir. Amerika da pop art 2. Dünya Savaşı sırasındaki sağlığı ve zenginliği temsil ederdi. Bu akımın sanatçıları ulusun tüketici toplumuna cevap vermektedir. Pop art İngiltere de ise biraz küstahçaydı ve nostaljik bir lezzete sahipti.

1950'lerde, özellikle ABD ve İngiltere'de soyut dışavurumculuğa tepki gösteren genç sanatçıların 1960'larda bir akım haline getirdikleri sanat türüdür. İngiltere ve ABD'de değişik koşullarda ve birbirinden bağımsız olarak ortaya çıkmıştır.
Marcel Duchamp'ın 20. yüzyıl başında hazıryapım nesneleri bağlamları nedeniyle sanat eseri olarak sunmuş olması, pop sanatçılarının popüler kültür imgelerini benzer bir motivasyonla sunmalarında etkili olmuştur.

İngiltere'de pop sanatı
Richard Hamilton'ın "Günümüz Evleri..." başlıklı kolajı 1956'da ilk Pop Art örneği kabul edilmiştir.
İngiliz pop sanatı, Richard Hamilton'ın etkili olduğu bir dönemle başlar (1953-1957); Peter Blake, Roger Coleman gibi geç resimsel soyutlama tarzına yakın eser veren sanatçılarla devam eder (1957-1961), 1960'lardan sonra figüre geri dönülür.

ABD'de pop sanatı
Amerikan pop sanatının ilk temellerinin soyut dışavurumculuk ile popüler imgeleri birleştiren Jasper Johns ve Robert Rauschenberg tarafından atıldığı söylenebilir. Sonrasında önemli sanatçılar arasında Andy Warhol, Roy Lichtenstein, Claes Oldenburg vardır. Popüler kültür imgeleri kişisellikten arındırılmış bir şekilde sunulur; örnek alınan modellerin anonim kimliklerinden çok uzaklaşılmaz.